Diyanet Akademisi kurulması tarafında yasa önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Akademi; Ulusal Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Konseyi, üniversiteler, lisans seviyesinde dinî eğitim veren yükseköğretim kurumları ve müftülükler ile vazifesinin gerektirdiği öteki ulusal ve milletlerarası kurum, kuruluş ve konseylerle iş birliği ve ortak çalışma yapabilecektir, mesleksel ve bilimsel alakalar kurabilecek, araştırmalarda bulunabilecektir, eğitim programları uygulayabilecektir, müşavere konseyleri ve kurullar oluşturabilecektir.
Anlaşılıyor ki, Diyanet Akademisi vasıtasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm eğitim kurumlarında, ana sınıfından üniversite tahsiline kadar eğitimin her basamağında ve her alanında etkin olacaktır. Hatta Diyanet Akademisi, Kur’an kursları ile Kur’an eğitim merkezleri açabilecektir ve açılan kurs ile merkezlerde okuyan öğrenciler için yurt ve pansiyon da açabilecektir.
4. sınıftan 12. sınıfa kadar okutulan zarurî din dersi ile seçmeli din dersleri, her gün sayısı artan ve hayli kaynak aktarılan imam hatip ortaokulları ve liseleri, kız ve erkek öğrencilerinin tıpkı sırada oturmasını kabul etmeyen bir kısım eğitimcileri ile Türkiye, her geçen gün laiklik unsurundan uzaklaşmaktadır. O denli ki okul öncesi devirde bile, çocukların din eğitimi alması istikametinde kararlar alınabilmektedir.
Daha geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi’nin, zarurî din dersinden muafiyet talebinin kabul edilmemesini din ve vicdan özgürlüğü ihlali saydığı göz önüne alındığında, Diyanet Akademisi’nin pek çok insan hakkı ihlaline yol açması mümkündür. Bunun da ötesinde, kelam konusu yasa ile birlikte eğitimin laik, bilimsel ve eşitlikçi temellerine darbe vurulmuştur.
Bir kere daha tekrar ediyoruz:
Ülkemizde karma ve bilimsel eğitimin temeli 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile atılmıştır. Laiklik unsuru, Anayasa’nın 2. hususu ile teminat altına alınmıştır ve Anayasa’nın 4. unsuru uyarınca da laiklik prensibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez niteliklerindendir.
Laiklik prensibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğinin, eşitliğinin, aydınlanmasının ve hukukunun temelidir. Türkiye eğitim sisteminin dini asıllara dayanmasını, laiklik unsuruna darbe vurulmasını kabul etmiyoruz.
Çağdaş Ömrü Destekleme Derneği olarak Atatürk’ün bize gösterdiği yolda, bugünün ve yarının aydınlık Türkiye Cumhuriyeti için laiklik unsurunu her yerde ve her vakit savunmaya devam edeceğiz. Yolun özü, 33 yıldır yaptığımız üzere Türkiye’nin aydınlık geleceğine sahip çıkacağız.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı